Sene başından bu yana site sessiz sedasız değişiklikler geçiriyordu. Bugün değişiklikler biraz sesli bir hal aldı. Ama önce ufak bir yol tarifi…
Aralık ayında yeni domain satın aldım. Kısa, öz ve hedefe yönelik.
Her ne kadar uzun yıllar kulladığım önceki hostumdan (hostcini) gayet memnun olsam da, host dışında gereksinimler oluşmaya başladığı için VPS’e geçmeye karar verdim. edis bu ihtiyacı hem fiyat, hem de performans olarak fazlasıyla karşılayacak bir çözüm oldu. Şubat ayında nispeten sorunsuz bir taşınma periyodu sonunda site yeni hostta, yeni adresinde kalıcı olarak çalışmaya başladı. Eski domainler (avaris.gen.tr ve avaris.org) hala mevcut ve buraya yönleniyor.
Taşınma şerefine yeni tasarım yapma fikri zaten mevcuttu, ama WordPress’ten sıkılmaya başlamam tuz-biber oldu. Sıkılma sebepleri WP ile tanışık olan için çok açıklama gerektirmez ama temel hatlar şöyle:
- WP, bu toplu iğne boyundaki site için fazla büyük bir balyoz.
- Web arayüzü ve yönetimi sıkıcı, uğraştırıcı. Benim gibi üşengeç adama göre hiç değil.
- Ve en önemlisi, PHP ile yazılmış. Yeni tema yazmak gibi işlerde başıma ağrı sokuyor.
- Bu gariban siteyi kim ne yapsın bilmem ama güvenlik, vs…
Dolayısı ile bir arayış dönemi başladı. Statik site üretenler öne çıkıyordu. Statik site üretici, basitçe açıklamak gerekirse, metin formatında (reST veya Markdown) yazılan içeriği statik HTML’ye çeviriyor. Dolayısı ile, sunucu tarafında ekstra bir çaba gerekmeden (Veritabanı, PHP sunucu, vs.) sunmak mümkün. Ayrıca, yazılarımı WP’in sinir bozucu web arayüzünde yazmak yerine bilgisayarımda istediğim metin editöründe yazmam mümkün oluyor. Her şey salt metin olduğundan dolayı Version Control de üstüne doğal olarak ekleniyor.
Neyse…
Epey bir araştırmadan sonra Pelican ile karar kıldım. Python olması esas sebep. Bir sorun olduğunda içini açıp bakabiliyorum (ki bu işi fazlasıyla yaptım. Kullanmaya başladığımdan bu yana Pelican’ın geliştirme sürecine aktif olarak katılıyorum).
Gelelim tasarıma… Eski şablondan kabaca memnun olduğum için, onu baz aldım. Ciddi değişiklik altyapıda. Sitede artık ufak tefek de olsa resim yok (fotoğraflar hariç, elbette). IconFont keşfi bunu mümkün kıldı. Her “şekil” (buna logo dahil), vektörel fontlar ile gösteriliyor. Yani her çözünürlükte aynı keskinlikteler. Bir diğer altyapısal değişiklikse, artık HTML5 ve CSS3 kullanıyor olmam. Eski tasarım zamanında bunlar hala fazla yeni idi. Şimdi zamanı sanırım. Elbette, bunun anlamı sitenin nispeten güncel browser’ları desteklemesi (IE8 ile girerseniz, site sivri bir kutuya benziyor. IE7 ve altıyla girmeyin bile!).
Elbette bir de olmazsa olmaz, modaya uyup “Responsive Design” (ya da yeni moda tabiri ile “Mobile-First”) denen konuya bulaştım. Özetle, site kendini farklı çözünürlüklere göre adapte ediyor. Siteye telefon/tablet ayarı aletle insan mı akın ediyor? Tabii ki, hayır ama bulunsun bir köşede. Kalan değişiklikler makyaja yönelik. Site biraz genişledi. Eskisi standart haline gelen yüksek çözünürlüklerde komik kaçıyordu. CSS3 gölgeler, efektler biraz daha gözü rahat ettirmek için. Muhtemelen zaman içinde başka ufak tefek oynamalar olacaktır.
Tasarım sırasında, son yazımı 1.5 sene önce yazmış olmam gözüme çarpıp durdu. Kabul edilebilir bir durum değil… Artık yazı yazmak komik derecede basit bir işe döndüğü için mazaretim de kalmadı. Bakalım…