Bir Diskdünya yazısı daha… Önceki ile benzerlik farkedenler haklılar, zira bu yazı diğerine öncüllük etti. Bir zamanlar, vakit daha bolken, bir arkadaş ile beraber Kurucu - Yardımcı Editörlük yaptığım www.fantastikkurgu.com sitesi için yazılmıştı. Üzücü olan ise hem benim, hem de diğer editör arkadaşımın fırsat eksikliğinden dolayı sitenin kapanmış/devredilmiş olmasıdır.
Gözlerini sonsuz boşluğa dikmiş bir kozmik kaplumbağa ayakları ile uzayı iteleyerek yavaşça hedefine doğru ilerlemektedir. A’Tuin ismindeki bu kaplumbağanin yaşlı kabuğu kraterlerle ve buzla kaplıdır. Etrafında dönen güneş şimdi altından çıkmıştır ve kabuğunun üzerindeki 4 fili aydınlatmaktadır. Güneş birazdan daha da yükselecek ve fillerin sırtlarında taşıdıkları Diskdünya’yı aydınlatacaktır. Diskdünya’nın kenarından denizin suları sonsuz uzay boşluğuna dökülürken, bu muhteşem şelalenin suları güneş ışığı altında parlamaktadır.
Güneş yükselir ve bu disk şeklindeki dünyaya ışıklarını gönderir. Diskdünya’nın yoğun büyü katmanı yüzünden ışık pek normal hızıyla gidemez. Işık yavasça bu dunyanın üzerine süzülürken, Diskdünya’da sabah olmaktadır…
Pratchett’ın dünyası fantastik kurgu evreninde görebileceğiniz en garip, en saçma ve en komik dünyadır. Pratchett’ın muhteşem anlatımı ve zekice esprileri ile zenginleştirdiği bu dünyaya bir kez girdiğinizde çıkmanın neden bu kadar zor olduğunu daha rahat anlarsınız.
Büyü bile yapamayan ve ebedi bir beceriksizliğe (ölme konusunda bile) sahip Rincewind, bir dalının bile paha biçilemediği akıllı armut ağacından yapılma ve sahibini heryerde takip eden Sandık, BÜYÜK HARFLERLE konuşan ve sonsuz mavilikteki gözleriyle ÖLÜM, karşı ağırlık kıtasının sigortacısı ve Diskdünya’nın ilk turisti İkiçiçek, emekli olmaya yaklaşan barbar kahraman Cohen, Diskdünya’da karşınıza çıkabilecek karakterlerden bazıları.
Pratchett otuzun üzerinde Diskdünya romanı yazmıştır, ve bunlardan henüz ilk beşi (Büyünün Rengi, Fantastik Işık, Eşit Haklar/Eşit Ayinler, Mort, Şifacı) Turkçe’ye çevrilmistir. Aslında Diskdünya’yı anlatmak hoşuma gidecekti ama yazarken fark ettim ki Diskdünya anlatılamıyor, sadece yaşanıyor…
… ve güneş diskin kenarından aşağı doğru süzüldü. Diskin üzerindeki ışıklar çekilirken güneş son bir çabayla kenardan dökülen sular üzerinde pırıldadı. Kenarın artık altına gelmişti ve Diskdünya gecenin karanlığında yaşamına devam etti…